23 Eylül 2025 Salı

KESİK

Yalnızca sözsüz müziklere sığındığım evreyi bıraktım.
Bugün rastgele gelen şarkıları selamlıyorum. 
Hayatıma uyarlıyor, mesajlar çıkarıyorum.
Acının dozajını kaldırabildiğim süreçte olduğumu biliyorum.
Bazı vedalar hüzündür, bazı vedalar ilham.
Ben, beklentiyle savaştığım buhranımdan aydınlık bir ilham çıkarıyorum.
Mutluluğun içinde bile sancıyı fark eden bir bilinçle,
kopuk ama vurucu cümlelerimin tarzıyla keskinleşiyorum.

22 Eylül 2025 Pazartesi

Rüyalardan Kalan

Kelebeklerle uçuştuğumu sandığım bir mutluluk anında, nasıl mutsuz olunabileceğini deneyimleyerek öğrendim. Her tebessümde bir miktar kalbe dokunan iğne misali bir sancının tanımıydı bu. Kendimle her seferinde barışmak için bahaneleri dizerken, sabotajla kurtuluşumu inşa ettim. Gelen huzur ve rahatlama, boşlukları da kazımıştı. Çabucak parlayıp, çabucak sönebilen ışıkların esaretinde olmak istemedim. Erkenden karanlığı tatmamı sağlayan bu rüzgar geleceğin kasvetini önüme sürüyordu. Asıl şansım buydu belki de. Önüme sunulanlar bir keşif ve farkındalık yoluydu. Test yolu da denilebilirdi. Huzursuz hissettirdiği hezeyan ifşa etmeden sunuyordu seçimlerini. Sonra bu satırlara aktı hikaye kendi tınısında. Sizler içinizde neyle bağdaştırdıysanız öyle yansıdı… 

Zihinlerinizden  akmış oldu kalbinize.

GÜN

Nostaljinin tadına susadım.
İlham sabahın ışıklarıyla içimde filizlendi.
Olumlama yaptığım sabahlardan biriydi,
Belki de bir ilkti


Kederin ve üzüntünün ardında

duran ince bir perde vardı.

Müziğin ritmik büyüsü araladı o perdeyi.

Nefesim notalara karıştı,

ve anladım: onlar yönetiyordu bizi.


Kimi zaman lanet, kimi zaman ışık…

Bir seçim değildi bu;

biz yalnızca teslimiyetin çırpınışlarıydık.


Savrulmuş dengemin yerine

bir başka denge getirmek için değil,

onu büsbütün bozmak için de olsa

gücü notalara bıraktım.


Bir şaman davulunun derin çarpışı gibi,

Nehrin akıntısına kapılmak gibi,

Bütün iradem şimdi melodilerde.


Direnmeyeceğim.

Karanlığın da, ışığın da

aynı ezgiden doğduğunu biliyorum.


Tüm yetkimi notalara bırakıyorum.

16 Eylül 2025 Salı

Samanyolu’ndan mesaj düştü içime.

Hüznü kamçıladım bu kez

Ellerim arasına aldım,

sıkıyorum kalbimin ritmini dindirmek için.

En çıkmazlardan çıkageldim,

nefesimi rüzgârın görünmezliğine bıraktım.

Canlanabilecek miyim yeniden?


…Korkuyorum.

Toprağın rahminden yeniden doğmak vardı.

Ne zaman “daha iyi olacak” desem,

karanlık kucaklıyor tüm haşmetiyle.

Temkinle selamlıyorum önce…

Peki sonra, nasıl da eziliyorum kollarında.

7 Haziran 2025 Cumartesi

YOL

 
Hayatlara dokunuyorum, 
dokunduğum yerden eksilen.
Birilerinin yanında, kimsenin yanı olmadan.
Bir adam vardı,
ne zaman sussam, aklıma gelirdi.
Bir ses, bir suskunluk gibi yer ederdi.
Ama o da herkes gibiydi;
tutunmazdı, tutmazdı da.
Görünmez kalanlar var, kan bağından öte,
kanıksanmış yokluklara dönüşen.
Bir kadın var, hep orada duran.
Bir kedi var, hep anlayan.
Ve gerisi,
kendi mücadelesinde
cümleleri içinde kaybolan.
Bazı cümlelerin izi,
bir madalya gibi durur boynumda.
Ama zinciri yoktur, ağırdır.
Yol dedikleri şey,
müzik kadar yalnız.
Akış dediğin,
sessizlikte boğulur.
Bir zaman vardı,
anın gözlerine bakıp şükrettiğim.
Geçmiş gibi duruyordu orada,
dokunsam dağılırdı belki.
Dokunmadım.
Zihnime yazdım.
Herkes bir yerlere giderken,
ben içime doğru yürüyorum.
Bir yanım yalnızlıklarla kaplı.


19 Şubat 2025 Çarşamba

TESLİMİYET


Romantik zamanlar

Bazı kelimeleri yutuyorum.

Anlatmam gerekli değil,

Hisler geçmeli akışında.


Konu; bekleyiş.

İlk defa bilinçle yol gözlüyorum.

Karın ışıltısından göremiyorum,

Bir o kadar güzel,

Büyülü bir halin aydınlanması üzerine.


Korku ve endişeyi bastıran,

Huzuru ve sakinliği kalbime serpiştiren,

Enerjini hissettiğim ölçüde,

Sükuneti yükleyen bir sakinlikle

İnançla, huzurlu bekleyişim.

24 Ocak 2025 Cuma

DUYGU KESİTİNDEN

Sana satırlarca mektup yazan o kadın olsam,

Aşkına karşılık veren bir yanım,

Varlığından yoksun özleminle

Dokunsal düşlerimden yola çıksam;

Soğuktan donmak üzere parmaklarından,

Dudaklarına uzanan bir buse olarak tamamlasam seni.


18 Ekim 2024 Cuma

AHENK

İlk anda…

Kadehimden bir yudum alırmışçasına, tattım.

İlk izlenimde…

İki nefes aynı notalarda kesişti.

Tınılar kulaklarımı yalayıp geçerken,

Işıkları görmeksizin gözlerim kapalıydı…

Saten dokusunun rüzgarda salınışı misali.

Kendimi bıraktığımda,

Uzun ve bilgece parmak uçları,

Göbek deliğimin çevresinde kavislerimi keşfe sundu.

İkimiz de satenin kumaşına evrildik.

Saçlarındaki kırık tonlar kadar,

Işığımı çevreleyerek dönüştürmüştü.

Ritmine hitaben, 

Yaşam bulduğum zihninin, düşünme şekline akıyordum.

Gerçekliğin kopuştuğu saatlerde,

Başka bir dilde yaşadığım deneyimin,

En rahat kıvrımına uzandım.

15 Ekim 2024 Salı

T A R İ H S İ Z

Güneşi selamladım;
Şafak sökmeden harekete geçiyorum, rota belirli.
Hedefime ateşimi körükleyerek ilerliyorum.
Tadı leziz görünüyor.
Kalan masumiyeti avuçlarına sunuyorum.
Tüm zorluklar eriyor zamanla.
Adım adım bana yaklaşıyor.
Yeni bir anlam yakalıyor kucağımda.

24 Ağustos 2024 Cumartesi

D İ p


Kavgaya hazırım.

Düzüşme oyunların hayran kılıyor.

Yükseliş sandığın şeylerin, düşüşüne kapı açması,

Zevkten dört köşe olmamı sağlıyor.

Çabasız çöküşlerine devam et.

Her bir adımın,

Yüzümün tebessümle kırışmasına sebep oluyor.

Tatlı tınılarda kıvranışlarını resmediyorum zihnimde.

Eksideki katlara koparılıyor ipler.

Çakıldığın tabansız zemindeki keşfi anlat bana.

Buradan kaçabilecek ölçüde güç hissediyor musun?

Fısıltılarını keyifle dinlerim,

Eğer içinde pişmanlıklarla sabitse.

Anlat dinliyorum.

14 Kasım 2023 Salı

Bir Yolculuk Misali Yeniden Tanış


Sessizliğe gömüldüm.

Üstümdeki topraktan nefes alamıyorum.

Tepkilerim yetersizliğini çığırıyor.

Özlemin ağır yükü omuzlarımdan bastırırken;

Mantığım, yılların öğrenilmiş haksızlıklarının duvarlarını dikiyor.

Bedenim olduğu yerde sayıyor.

Hissetmeksizin…

Tahammülsüzlüğün sınırlarında ayrışıyorum.

Göz kenarlarından öpmeyi dilediğim bir anın 

masum köşesine kıvrılıyorum. 

Dirilmek güç geliyor.

Bağlarım çözülmüşte, 

Felç ruhumdan bedenime, ensemde atıyor hissiyatı.

Tanış anına hafızamı yönlendiriyorum.

Hafızamı yaşatabildiğim tek yer orasıyken. 

Zamanın akışını farklı hissetmek istediğim noktada;

Çıplak göğüsüne başımı dayıyorum.

Yanağım ve dudaklarım sıcaklığı ötesinden hissediyor.

Evimi çok hızlı bulmuşken, 

Çok hızlı kaybedişimi gözler önüne seriyorum dünyaya.

Sıcak temasın, soğumaya başlayan donuk kütlesinde sertleşiyor kalp atışlarım.

Zorlukla değişiyor açılarım.

Huzurla küçülttüğüm çiçek dolu bahçelerim,

Genişleyerek evriliyor bilinmezliğin uçsuzluğuna doğru.



KESİK

Yalnızca sözsüz müziklere sığındığım evreyi bıraktım. Bugün rastgele gelen şarkıları selamlıyorum.  Hayatıma uyarlıyor, mesajlar çıkarıyorum...