Bir Şarkı Kadar

Hatırlar mısın? 

Bir kez evimin önüne gelmiştin 

Belki bildiğimden fazlaca kez orada bulundun.

Kapımın önünde vedalaşmıştık

Bir sonraki sefere dek. 

Sonraları da oldu. 

Yolu biliyorsun, beni bildiğin kadar. 

Kapıyı çalacak mısın? 

Cesaretin ne diyor? 

Kalbimi tereddütsüz tıklatışın kadar

Cesur mu hala? 

Sana yolu tarif edeyim;

Birbirimizin yollarını kaybettiğimiz gibi değil. 

Sakin, sade bir dille.

Dümdüz ilerlemeni istiyorum. Işıkları takip et. 

Gazinoları görüp geçene kadar dümdüz. 

Köhneliğin ardından sağ doğru devam et

Ve yine dümdüz ilerle

Bana ilerleyemediğin kadar düz.

Yine ışıklar çıkıyor

Durup nefes alman için, 

Düşüncelerini selamla. 

Hazır hissettiğinde, sağdan devam edebilirsin. 

Yokuşu tırmanırken, sağına soluna bakmalısın. 

Herkes, her şey ve her yer tehlikeli. 

Tekrar sağ dönmeni isteyeceğim

Ve orada dur.

Önce bir nefes al

Kapıyı aralamak için acele etme

Çalmaya cesaret edebilirsen, 

Nefesin fazlasını tattıracağım sana

Korkularında boğulup telaşa kapılmanı istemiyorum

Ama; ama sen çok fazla düşünüyorsun.

Unut yarını, 

Bu anın içinde al beni. 

Götür kendi dünyanın keşfine. 

Bunu yapman için tek bir şey gerekli;

Kapıyı çalman!

Ben biraz ötede seni bekliyor olacağım.

Bir sabahlık bir kedi ve biraz kitap kadar.

Hayal Meyal 4/5

 
Karanlık yüzeyleri süslemeden,

Hayal Meyal serisini sonlandırıyorum.
Köklerini kurutmak üzere.

Lüzumsuzluğun getirdiği ufak bir öfke tufanıyla, 
Taşkınlıklarından sıyrılıyorum.

Kanıma, 
Damarlarımdan çekiliyormuş hissini veriyor oluşuna,

Anlamsızlığımı kusmak istiyorum. 

Defalar ve defalarcanın ötesinde,
Kapsülden arındığımız,

Binbir gecenin ertesine taşıdığımız hislerden de arınarak,

Tekrar tekrar.

Bu hissi çok hoş bir tebessümle ayrıştırarak sürüyorum.

Onca zaman iyimserliklerimizi bırakmadan, 
"karakteristik seslerimizle" yankılandık. 
En çok vakitlerden, en aza indirgeyene dek.

Buna dayanarak; bu serüveni bir teşekkür kadar, 
Dahası iyi kal kadar iyimser bitirmeyi görev ediniyorum.

Tutkulu Bir Düş

Yükseklerden gelen,

Bir yağmur oluğu gibi iliklerime işleyen

Hararetli duyuların;

Işık hüzmesi gibi saplanan bir biçim.

Kavrulmama izin verdiğin ölçüde,

Ateşin rahmine doğru.

Çığlığın umarsızlığa doğduğu kaoslara yürüyorum; 

Geçmişimden hayıflanarak, 

Çözümlüyorum

Sessizliğinin gizemini.

Bu derinlikli yolculuk, 

Şehvetin ince çizgili kapısından içeri davet ediyor 

Aralıyorum tereddütsüz. 

Karşılaşacağımı düşündüğüm distopik hükmün peşine

Aksi yıldızlı bir gecenin düşüne kapılıyorum