Bazen
diyorum ki;
Çıplaklığımı
kalemime bırakmayı denesem, kelimelere soyunarak, daha somut bir keyfin tadının
keşfini sürsem. Bedenen aç olmasam da, ruhumun açlığını notalarla doyursam.
Sosyallikle değil evrensel bir bütünlükle yayılsam. Kodlara bölünerek, atomun
parçacıkları gibi var olsam her yerde. İçine sığamadığım dünyanın kapıları
aralansa ütopyalara...
Mesela
diyorum ki;
Soruyorum
da ?
Ben,
benim ötemde bizlere;
Sizce
de herkes biraz kaçış yolu aramıyor mu? Rüyalarımız, seçtiğimiz filmler,
oyunlar, gerçekliği çarpıtarak soyutlaştırmıyor mu? Soyutlaştırarak,
somut hissettiğimiz duygularımız, hücum eden gerçekliği, pekala gizlememizi
sağlamıyor mu? Kendimize yakınlaşmaktan korkarak, kendi yolculuklarımızın
oluşumlarını ertelemiyor muyuz? Her ne kadar hepimiz "bir şey" olmak
istesek de; kolay yoldan başarmaya çalışıp, henüz "bizi" kendimizi
tanımadan, itinayla oradan oraya savrulmuyor muyuz? Sonucunda hayatı, kendimizi
geçiştirip bu yolu nereye götürüyoruz?