Bazen aklıma bıçaklar saplanıyor da geçmişte yaşıyormuşum gibi, bazense
her şey çok geride kalmışta yeni bir hayat başlamış. Düşünürken buluyorum
kendimi, çoğunlukla hepimiz adına; tekerrürlerden ibaret olan, istediğini
alabilmek arzusu... Alışılmışlığın getirileri ve heyecanı yeniden dipte
hissediş... Hisler ya, hep ana tema bu olmuştur. İmtina etmeye çalıştığında
bile orada bulursun kendini. Tutkuyu yeniden keşfettiğin bir an yakalarsın ve
bunu beslemek umuduyla kendini sularına kaptırmak istersin. Bu defa alevler
yokmuş da, akıp giden suyun duruluğu ve önü açık bir yol olduğunu düşünürsün...
Bu yolculuğun her anından haz alacağını bilirsin, belki de umarsın. Bazen tüm
sonlar acılı veya ayrılıkla bitecekmiş gibi bir algıya tutuluruz. Hiç bir şey
sonsuza; ilk büyüsüyle süremez, biliriz. Klişeleşmiş bu cümlelerin ardına;
sonlar acıyla gelse de, keşke dilediğimizce tatlısıyla harmanlayabilsek deriz.
Şekillendirmek isteriz ancak şekillerde kaybolabiliriz de ve kaybolduğumuzu
hissettiğimizde, belki de andan sapmamız gerektiğini düşleriz ve bu böyle sürer
gider, yaşamın anlamlarında var olup yok olmaya devam ederiz. En gerçek olansa,
hissettiğimiz benliğimizdir. Acının en sığ noktalarında da, şehvetin en zirve
oluşunda da hissettiğimiz kadar gerçek ve bizizdir...
28 Haziran 2021 Pazartesi
İ M T İ N A
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
KESİK
Yalnızca sözsüz müziklere sığındığım evreyi bıraktım. Bugün rastgele gelen şarkıları selamlıyorum. Hayatıma uyarlıyor, mesajlar çıkarıyorum...