17 Şubat 2017 Cuma

KADIN

Kadın; sarılmaya, dokunmaya dair hiç bir şeyi görmeye katlanamıyordu. Geleceği görüyordu halbuki, nasıl böyle oldu da diyemiyordu. Kilitliydi, evet kilitlendiği içinden çıkamıyordu. Beyni ellerinden daha da donuklaşmıştı, görmüyor hissetmiyor gibiydi; ancak orada içinde doğurduğu karanlığın çığlıklarını çok şiddetli duymaktaydı. Nasıl kaçacaktı, nasıl gidebilirdi, adam karşısında bir başkasını yaşıyorken...  Görmediği yaşanmışlıklar kolaymış diye düşünüyordu. Gördüğünde daha dayanılmaz gelmişti. Nereden bilebilirdi böylesine sindiremeyeceğini, adını koyamadığı kıskançlığını bu kadar derinlerinde hissedeceğini... Kadın diyordu ki "Konu biz olunca; olan, olacak ve olabilecek her tablo güzel görünüyordu, şimdi konu 'siz' ikiniz olunca; her tablo tarifsiz bir acıyı, ötesinde hiçliği barındırıyor."  Artık adama baktığında, diğer kadını görüyordu sadece ve bunun bir tabiri olacaksa bu; damarlarından kanının çekilmesi demekti... Adam artık öyle yabancılaşmıştı ki; kadının gecelerine soramadığı, sorgulayamayacağı sorular doğruyordu. Aydınlık sandığı bir yanılsama yaşıyordu adeta. 

Aradan zamanlar geçti, yaşamlar ve de insanlar... Çok şey öğrenildi, atlatıldı, yollar katedilmişti. Kadın, yeniden bu hisleriyle karşılaşacağını sandığı bir günde fark etti ki; artık adamın başkasına uçuşan kalplerini gördüğünde canı yanmıyordu. Sonunda onunla sadece, kendisiyle ilgili sorgulamalarını cevaplandırabileceğini sandığını anlamıştı. 

Asıl yaşanan durum şuydu ki; tüm bu acıyı devam ettiren, adama karşı hala hissettiğini düşündüğü duygularından ötürü değildi, kendisiyle yaşadığı içsel çatışmalarındandı.

Tecrübesiyle, gelişimi ve iyileşmesi burada başlamıştı.


KESİK

Yalnızca sözsüz müziklere sığındığım evreyi bıraktım. Bugün rastgele gelen şarkıları selamlıyorum.  Hayatıma uyarlıyor, mesajlar çıkarıyorum...